24 Kasım 2010 Çarşamba

Ardahan Tarihi eseleri

Ardahan Cami ve Mescitleri


Müderris İbrahim Efendi Camisi (Merkez)


Ardahan Halil Efendi Mahallesi’nde, Ardahan Kalesi’nin 100 m. kuzeybatısında bulunan Müderris İbrahim Efendi Camisi, Müderris İbrahim Efendi tarafından 1710 yılında yaptırılmıştır.

Ardahan’ın en eski camilerinden olan bu yapı dikdörtgen planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. İç mekan batı duvarında ve güneybatı köşesindeki mazgal tabir edilen pencereler ile aydınlatılmıştır. Bu tür mazgal pencereler Doğu Anadolu’daki bir çok taş yapıda görüldüğü gibi dıştan içeriye doğru genişleyerek hem aydınlanmayı hem de ısı kaybının azalmasına yardımcı olmaktadır. Cami içerisindeki kitabelerden 1897 yılında onarım gördüğü ve içerisinin sıvandığı anlaşılmaktadır.

Caminin minber ve mihrabının mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Cami günümüzde orijinalliğinden uzaklaşmış olup, terk edilmiş durumdadır.


Mevlid Efendi Camisi (Merkez)

Ardahan Halil Efendi Mahallesi’nde, Ardahan Kalesi’nin yaklaşık 150-200 m. doğusundadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden 1701 tarihinde Mevlid Efendi tarafından yapıldığı öğrenilmektedir.

Taş duvarlı yapının gövde duvarlarının yarısından fazlası ve üst örtüsü yakın tarihlerde yenilenmiştir. Orijinalliğinden uzaklaşmış olan yapının kuzeybatı köşesinde kare bir kaide üzerine silindirik gövdeli, tek şerefeli minaresi yapılan onarım sırasında eklenmiştir.

Caminin avlusunda Arap (Yanık) Camisi’nden getirilen 1871 tarihli, Hacı Halil Ağa’nın yaptırmış olduğu bir çeşme taşı bulunmaktadır.


Arap (Yanık) Camisi (Merkez)

Ardahan Halil Efendi Mahallesi’nde, Ardahan Kalesi yakınlarındadır. Ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, ardından Ermeni işgali sırasında harap olmuş ve yapı bütün özelliğini kaybetmiştir. Tarihi kaynaklardan 1915 yılına kadar ayakta olduğu öğrenilen bu cami içerisinde namaz kılan Müslüman cemaatin Ermeniler tarafından yakılmasından ötürü halk arasında “Yanık Cami” olarak anılmaktadır.


Derviş Bey Camisi (Merkez)

Ardahan Kalesinin güneybatısında, Alabalık Deresi yakınında bulunan Derviş Bey Camisinin, kitabesinden 1868 yılında Derviş Bey tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Kare planlı,düzgün kesme taştan, ahşap tavanlı caminin önüne geç devirlerde iki katlı bir son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekanının kuzeyinde ikisi serbest, ikisi de duvara bitişik olmak üzere dört sütunun taşıdığı bir kadınlar mahfili bulunmaktadır. Caminin içerisi sekiz pencere ile aydınlatılmaktadır. Mihrabının mimari yönden bir özelliği yoktur. Ahşap minber ise XIX.yüzyıl batı etkili bezeme ile süslenmiştir.


Ölçek Köyü Camisi (Merkez)

Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde bulunan bu cami 1895 yılında yaptırılmıştır. Kitabesi günümüze gelmediğinden banisinin ismi bilinmemektedir.

Dikdörtgen planlı caminin önüne kapalı bir son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekanı dört ahşap sütunun taşıdığı kırma bir çatı ile örtülmüştür. Kuzey yönündeki ahşap sütunların taşıdığı kadınlar mahfilinin korkulukları, sütun başlıkları ahşap işçiliği yönünden son derece önemlidir. İç mekan beş pencere ile aydınlatılmıştır. İbadet mekanı içten kubbe ile örtülüdür.

Caminin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerine iki minare eklenmiştir. Kuzeydoğu köşesindeki minare ahşaptan yapılmış orijinal minaredir. Diğer minare caminin son onarımı sırasında taştan yapılmıştır.Biri ahşap, diğeri taştan olan iki minare camiye uyumsuz bir görüntü vermektedir. Caminin önünde bir mezar ve doğusunda da bir haziresi bulunmaktadır.


Dedeşen Köyü Camisi (Göle)



Ardahan Göle İlçesinin Dedeşen Köyü’nde bulunan bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Mimari üslubundan ötürü XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Osmanlı döneminde Dedeşen Köyü’nde cami, türbe ve çeşme gibi yapıların bulunduğu göz önüne alınacak olunursa XV.yüzyıl Osmanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir. Yavuz Sultan Selim’in 1514 yılında Çaldıran Seferinden dönerken burada konakladığı söylenmektedir. Yöre halkı arasındaki yaygın bir söylentiye göre Yavuz Sultan Selim konakladığı bu köyde; Şeyh Ahmed’in ikramından memnun kalmış ve beğenisini “Dede Şen Olasın” diyerek ifade etmiştir. Bu olaydan sonra köyün adı Dedeşen olarak tanınmıştır.

Dedeşen Köyü’nde Osmanlı döneminde cami ile birlikte türbe, çeşme, hamam ve medrese yapılmıştı. Bunlardan cami, türbe ve çeşme günümüze ulaşabilmiş, harap haldeki hamam samanlık olarak kullanılmaktadır. Medreseden ise hiçbir kalıntı bulunmamaktadır.

Cami tek kubbeli Osmanlı üslubunda yapılmıştır. Kare kaideli kesme taştan caminin önünde bir de son cemaat yeri olduğu, konsol, sütun kaidesi ve sütun gövdesi gibi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Batıdan içerisine girilen caminin üzeri pandantiflere dayanan bir kubbe ile örtülüdür. İç mekandaki mihrap ve minberin sanat tarihi yönünden bir özelliği yoktur. İç mekanın kuzeybatı köşesinde orijinal minareye ait merdiven bulunmaktadır. Bu merdivenden bugün kadınlar mahfiline çıkış sağlanmaktadır. Batıdaki girişin soluna 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenmiştir.

Caminin yanındaki hazirede XVIII.-XIX.yüzyıla ait tarih ve sanat tarihi yönünden önemli mezar taşları bulunmaktadır.


Merkez Camisi (Posof)

Posof ilçe merkezinde eğimli bir arazide bulunan Merkez Camisi’nin giriş kapısı üzerindeki yeni harflerle yazılmış kitabesine göre 1883 tarihinde yapılmıştır. Caminin banisinin ismi bilinmemektedir.

Kareye yakın dikdörtgen planlı olan bu cami, yapılan onarımlar nedeniyle orijinal durumundan oldukça uzaklaşmıştır. Bu onarımlar sırasında caminin önüne basit bir son cemaat yeri ile minare eklenmiştir. İç mekan altı pencere ile aydınlatılmış olup, minber ve mihrabı herhangi bir mimari özellik taşımamaktadır. Çevresindeki hazirede XIX.yüzyıla tarihlenen mezar taşları bulunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder